top of page

1. İlkel Mucize: Kapalı Devre - Rebreather Dalışı

Yazarın fotoğrafı: Ali ŞENERAli ŞENER

Bu yazı serisine başlamayı hep erteledim. O kadar çok yazacak şey var ki, nasıl üşenmeyeyim, nereden başlasam, nelerden bahsetsem onu bile belirlemek vakit aldı açıkçası. Hazır olanlarla başlayalım; ilk aletli dalış rebreather’la yapıldı!


ilkel dalgıç

Milattan sonra 9. Yüzyıla ait olan bu Sümer figürü, bir savaş sırasında askeri dalgıcın sualtından giderken kullandığı dalış sistemini görmemizi sağlıyor. Bu görseldeki dalgıcın vücuduna bağlı sistemin bir hayvan derisi veya işkembesi olduğu düşünülüyor. Dalgıç bu “torbanın” içinden soluyor, bu rebreather değil de nedir o zaman? 


Rebreather teknolojisi her ne kadar yeni olmasa da son yıllara kadar daha çok askeri dalışlar veya özellikli ticari dalışlar dışında kullanılmayan sistemlerdi. Özellikle elektronik teknolojilerinin gelişmesi ve rebreather üretiminin markalaşarak CE sertifikalarının alınması, eğitim sistemlerine entegre edilmesi rebreather teknolojisinin yaygınlaşmasını sağladı. Elbette burada son yıllarda artan “teknik dalış” ilgisi, trendi de rebreather’lara olan ilgiyi de arttırdı. Gaz tüketiminin etkili biçimde azalışı, ısı kaybının minimize edilmesi, kısalan deko süreleri ve sessiz dalış gibi nedenler rebreather dalışını oldukça çekici hale getirse de artan karmaşıklık ve risk seviyesi bu alana yönelmek isteyen dalgıçlarda her zaman soru işaretleri oluşturdu.


Rebreather kavramı ilk olarak 1679 yılında İtalyan matematikçi Giovanni Borelli tarafından ortaya kondu. Borelli, etrafında deniz suyunun olduğu ve bu su tarafından soğutulan bakır borudan hava geçirildiğinde, ısı farkından kaynaklanacak yoğuşma sayesinde yabancı maddelerin ve karbondioksitin filtreleneceğine inanıyordu. Bu tezi özellikle karbondioksitin filtrelenmesi için doğru çıkmasa da bilimsel anlamda ilk kez solunan bir havanın tekrar solunabilmesi için bir fikir öne atılmıştı.


Çalışan ilk rebreather prototipi 1849 yılında Fransız Pierre Aimable De Saint Simon Sicard tarafından üretildi. 1853 yılında da Profesör T. Schwann tarafından elden geçirildi. Sırta takılan büyük bir oksijen tüpü ve kostik sodaya batırılmış süngerden oluşan bir “scrubber” mekanizmasına sahipti. (Kostik Soda: Sabunun ham maddesi olan, kimya laboratuarlarında asidik gazları yakalamak için de kullanılan Sodyum Hidroksit - NaOH isimli kimyasal maddedir).


henry fleuss bilim adamı

1878 yılında Henry Fleuss pratikte kullanılabilen ilk rebreather cihazını üretti. 1880 yılında Severn Tüneli inşaatında projenin baş dalgıcı Alexander Lambert tarafından kullanılarak 300 metre mesafe boyunca kullanıldı. Tünel inşaatına sert başlıkla yapılan dalışlarda yer altı sularından gelen güçlü akıntılarla mücadele edilemiyordu ve Fleuss’ın rebreather’ı ile dalan Lambert tüneldeki sızıntı noktalarını kapatmayı başardı.


İlk gerçek kimyasal karbondioksit emici malzeme olan baryum hidroksit, 1881'de Khotinsky ve Lake tarafından deneysel bir solunum sisteminden fazla CO2'yi uzaklaştırmak için kullanıldı.


Henry Fleuss yıllar içinde ilk tasarımını geliştirmeye devam etti. Öncellikle sisteme regülatör ve tüp ekleyerek daha yüksek basınçlı (daha fazla) oksijen taşınmasını sağladı. Fleuss’un da içerisinde bulunduğu Londra merkezli Siebe Gorman isimli sert başlık ve birçok farklı dalış ekipmanı üreticisi firmanın çatısı altında rebreather ürününe olan yatırım ve araştırmalar devam etti. 1910 yılında Siebe Gorman’ın baş mühendisi Sir Robert Davis ilk seri üretim sayılabilecek rebreather ürününü ortaya çıkardı. Bu ürün Davis Submerged Escape Apparatus (Davis Sualtı Kaçış Aracı) adıyla askeri dalışlarda, denizaltılarda ve sığ su dalışlarında kullanıldı. 


1912 yılında Draeger, rebreather cihazı ile donatılmış ilk denizaltı sistemini piyasaya sürdü.


Rebreather ve karışım gazla dalış tarihindeki enteresan olaylardan biri de İkinci Dünya Savaşı’nda gerçekleşti. İtalyan askeri dalgıçları Gibraltar limanında demirli olan İngiliz gemilerine oksijen rebreather’ları ile saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırı sırasında %100 oksijen rebrather’ı kullanan İtalyan dalgıçlara karşı, %50 oksijen (EAN 50) rebreather kullanan İngiliz dalgıçları sualtındaki karşılaşmalarında daha derine inebilecek ve düşmanlarını aşağı çekerek üstünlük sağladı. İtalyan dalgıçları oksijen zehirlenmesi riski ile karşı karşıya kaldıkları için İngiliz dalgıçlara karşı mağlubiyet yaşadılar.


1969 yılına geldiğimizdeyse Walter A. Starck ve John Kanwisher, Electrolung (elektro ciğer) isimli ilk oksijen sensörü kullanılan rebreather’ı üretti. Akabinde Biomarine CCR1000 ürünü Carleton MK15/16 ürünlerinin öncüsü olarak ortaya çıktı. Ticari dalışlarda rebreather’lar genelde yedek (bailout) sistem olarak kullanılmaya başlandı. 



AP Diving marka rebreather

1997 yılına geldiğimiz AP Diving firması “Buddy Inspiration” ürününü piyasaya sürdü. Bu ürün sportif/teknik dalış sektörü için üretilmiş ilk ünite oldu. 1999 yılında da KISS bu alandaki ikinci ünite olarak karşımıza çıktı. Takip eden yıllarda hem yeni firmalar tarafından ürünler üretildi. 2006 yılında AP Diving çalışanlarından Jan Jorgenson ile öğrencisi Jan Petersen tarafından JJ CCR kapalı devre dalış sistemi gibi farklı ürünler karşımıza çıkmaya başladı. 


Son yıllarda rebreather’lar daha popüler olmaya başladı. Özellikle Shearwater veya farklı elektronik sistemlerinin gelişmesi, sensör teknolojilerinin adapte edilmesi ve karbondioksit tutucu kimyasalların dalışa özel olarak üretilmesi rebreather (kapalı devre dalış sistemleri) teknolojisinin yaygınlaşmasına olanak sağladı. Günümüzde çok farklı tasarımlarda farklı markalar altında rebreather’lar üretiliyor. 



Serial Dive logo



Comentários


serialdive

Teknik dalıştan sualtı videolarına, rebreather teknolojilerinden kısa sualtı belgesllerine dair bir çok bir bilgi için serialdive

Abonelik Formu

+90 501 222 2669

©2024 by serialdive

bottom of page