4. Rebreather (CCR) vs Açık Devre (OC)
- Ali ŞENER
- 4 Haz
- 7 dakikada okunur
Rebreather almaya niyet eden herkesin sorduğu sorulardan biri; açık devreye göre rebreather'ın ne gibi üstünlükleri var, ne gibi zorlukları var?

İlk olarak rebreather’ların bildiğimiz açık devre tüplü dalışa göre farklılıklarını inceleyelim;
Rebreather vs Açık Devre
Kapalı Devre Rebreather (CCR) | Açık Devre |
Derinlikten bağımsız (neredeyse) 4-5 saati aşan dalış süreleri | Derinlikle doğrudan değişen çok daha kısa dalış süreleri |
Derin dalışlarda helyum gibi pahalı gazlardan tasarruf | Tasarruf falan yok, hepsini ver geri havaya |
Karışım gaz hazırlığında düşük hacimli tüpleri daha kolay doldurabilme | Koca koca tüpler aktar aktar dur |
Kabarcık ve gürültü çıkarmadığı için canlıların kaçmaması | Tecrübe konuşsa da bir yere kadar, kim bilir ne kadar öteden duyup çoktan kaçıyorlar |
Hataya açık ve kompleks sistem | Basit ve daha güvenli (!) sistem |
İlk yatırım maliyeti yüksek | Sanki bu çok ucuz :) |
Kullanım maliyeti (gaz dolum vb) daha düşük | Olsun buna alıştık zaten |
Her markaya göre farklı eğitim | Eğitim mi, buraları hallettik zaten |
Daha kısa deko süreleri, daha uzun dip zamanı! | Biri deko mu dedi, dakikasına yarım saat deko yazıyor |
Sıcak ve nemli hava solumanın verdiği konfor ile daha uzun dalış yapma imkanı | Farkında değiliz de buz gibi tüpten, kuru hava soludukça üşüyoruz |
Maske eşitlemenin bile gaz kaybı olduğunu düşünerek paranoyaklaşma | Maske eşitlemeden tüp mü biter be? |
Sanırım buraya çok daha fazla madde eklenebilir, belki zamanla eklerim ya da daldıkça sizler de keşfedebilirsiniz. Şimdilik bu kadarıyla yetinelim ve biraz daha detaylı ne demek istediğimizi inceleyelim.
İlk olarak ne dedik; “Derinlikten bağımsız (neredeyse) 4-5 saati aşan dalış süreleri”. Kapalı devre sistemlerde tükettiğimiz oksijen, maske eşitleme gibi ufak tefek kayıplar, BC veya kuru elbiseye basılan gazlar dışında gaz kaybımız neredeyse yok. Neden hala neredeyse diyorum, dalış sırasında alçalıp yükselmeler sırasında, devredeki basınç ve hacim değişikliğinden ötürü devre dışına vermemiz gereken durumlar da olabiliyor. Bunu ileri de daha detaylı anlayacağız. Tekrar dönelim konumuza, kısaca gaz kaybımız oldukça minimize oluyor. Genelde kapalı devre sistemlerde 1 adet 3 litre seyreltici (diluent) tüp ile 1 adet 3 litre saf oksijen tüpü yer alır. Bu tüpleri 200 bar’a kadar doldurduğunuzda pratikte gaz sarfiyatı dalış süresini kısıtlayıcı faktör olmaktan çıkıyor. Burada karbondioksit tutucu kimyasalın ömrü olan 3 saat (çoğu marka kapalı devrenin kullanım rehberlerinde) süre açısından kısıtlayıcı faktör haline geliyor.
Zamandan ve Emekten tasarruf: Vakit Nakittir midir?
2 tane 3 litrelik tüple saatlerce dalış yapabilmek fikri gerçekten çık aklımdan demek isterdim ama neden çıksın ki? Hele hele bir dalış merkezinin olmadığı, tüp doldurmanın çok mümkün olmayacağı bir lokasyon bulduk ve oraya dalışa gidip yeni yerler keşfetmek istediğimizi hayal edelim. Normalde oranın altını üstüne getirmek istiyorsak yanımıza ya bol bol 15’lik tüpler alacağız ya da benzinli bir kompresörü yükleyeceğiz arabaya. Bel, boyun fıtıkları da promosyon olarak yanında geliyor. Halbu ki rebreather öyle mi, at bagaja küçücük tüpleri vur yola. Tabi o kadar da her şey toz pembe değil, rebreather dediğin de koskoca bir cihaz elbette. Yine de gittiniz yeni bulduğunuz noktaya, tüp doldurma derdi olmadan saatlerce dalış yapın, girin çıkın tüp değiştirmeye gerek yok. Yanında 2-3 kg soda lime (karbondioksit tutucu kimyasal) alıp yola devam edebilirsiniz. Günlerce mi kalcaksınız, alın yanınıza 2 tane daha 3 litrelik dolu tüp, sorun çözüldü. Tüp doldurmakla vakit kaybetmeden, bol bol dalış sizi bekliyor. Vakit nakit miydi?
Vakit de nakit, tüp doldurmak da nakit.. Derin dalış, Trimix ve helyum konularına girdik mi zaten açık devrenin maliyet anlamında hiç yarışma şansı yok ama normal hava dalışında bile rebreather nasıl bir maliyet avantajı sağlar kabaca düşünelim. 5 saatlik bir açık devre ile yapılacak bir dalışın 1 saatlik 5 dalış olduğunu düşünelim. Elbette derinlik, tüpün hacmi, kişinin kullanımı vs çok değişecek ama pratik yaklaşım yapalım her dalışta da 1 tüp bitirdiğimizi hayal edelim. Demek ki böyle bir dalış için yanımıza 5 tüp alacağız veya tüp doldurma imkanımız varsa 5 kez tüpü doldurtacağız. Bir tüp dolumu bugün ortalama 450 - 650 TL (10-15 euro) arasında değişiyor diyebiliriz. 5 tüp demek 50 - 75 euro arasında bir maliyet sizi bekliyor demek. Siz daha ucuza doldurtabiliyorsanız oradan da hesaplayın. Kapalı devre ile bu kadar dalış için ise sizi bekleyen maliyet 10 euro civarında kimyasal maliyeti, 3 litrelik bir tüp dolumu (hadi o da 10 euro olsun) bir de oksijen dolumu (o da tüp başına 5 euro’yu kolay kolay geçmez), alt alta üst üste toplayalım 25-30 Euro maliyetle tüm operasyonu tamamlayabiliriz. Kaba bir hesapla yarı maliyete çözdük olayı. Hele olaya helyum içeren trimiks dalışlarını katsak, hesapla uğraştırmayacağım ama ABD’de NAUI’nin yaptığı analize göre ortalama 25 açık devre trimiks dalışı yerine bu dalışları rebreather ile yaparsanız rebreather bedavaya geliyor.
Maliyet ekseninde bir kıyaslama yaparken tabi yine de sadece tüp dolum maliyeti diye düşünmemek lazım. Kapalı devre ünitenin de kendi bakım maliyeti olacak. Bu noktada markalara göre çok farklı durumlar olabilir, örneğin bazı markalar yetkili serviste (ana merkezde) bakım desteğini zorunlu kılarken JJ gibi markalar 10 yıl sonra getirsen iyi olur diyebilir. Ünite seçerken bakım frekansını ve maliyetini iyi değerlendirmek gerek, hele de Türkiye’de yaşayıp cihazınızı kargoyla gönderip almayı planlıyorsanız iyi bir gümrükçüye ihtiyacınız olacaktır. Servis bakımı dışında ise ortalama yılda veya bir buçuk yılda bir değiştirilen oksijen sensörleri yine ünitenizdeki sensör sayısına bağlı olacak şekilde değişecek olsa da çoğunlukla 3 sensör için sensör başına 60-80 dolar’dan yıllık 200 euro gibi bir sensör maliyetiniz de olacak. Bunun dışındaki bakımlar standart Scuba donanımından farklı değil; bir regülatör, bc ne kadar bakım maliyeti gerektiriyorsa farklı bir durum sizi beklemeyecek.
Yukarıda anlattıklarımızdan kapalı devrelerin sanıldığının aksine uzun vadede çok daha pahalı bir yatırım olmadığını söylemek mümkün. Yatırım maliyeti fazla gibi gelse de uzun vadede parasının değerini çıkaran bir cihaz diyebiliriz, takdir sizin…
Eğitim şart;
Eğitim, işin en tatlı kısımlarından. Parasını veririm alırım diyemediğiniz enteresan bir maldan bahsediyoruz burada. Kapalı devre bir ünite almak için, üniteye özel eğitim almanız gerekiyor. Farklı marka bir kapalı devre kullanıyorsanız dahi, her markanın kendine özel kullanımını anlatan eğitimlerini almak gerekiyor. Eğitim konusunda da sertifikasyon sistemlerinin (TDI, IANTD, SSI vb) almak istediğiniz markanın eğitimini vermeye yetkisi olup olmadığına da bakmak gerekiyor. Ya da tersten özellikle almak istediğiniz bir sertifikasyon sisteminin belgesi ise hangi marka kapalı devre sistemlerine sertifika verebildiğine bakmak iyi olur. İlerleyen zamanlarda kapalı devre eğitim basamaklarına daha detaylı değineceğiz ama burada kısaca belirtelim, bir markanın eğtimini aldığınız gibi dilediğiniz derinliğe dalamıyorsunuz. Daha derin, trimiks karşımla dalmak için farklı basamaklarda eğitimleri almak gerekiyor. Genelde de her bir eğitim basamağını tamamladıktan sonra bir üst eğitimi almak için belirli saatlerde dalışları da gerçekleştirmek gerekiyor. Bazı üniteler, elektronik olarak sizin eğitim basamağınızın üzerinde dalışlar yapmanıza izin vermez. Bir eğitmenin ünitenizin elektronik kontrolörüne yetki vermesi gerekir. Kısacası ünite seçerken, hangi sertifikasyon sisteminden, hangi eğitmenden ve sertifika sisteminden eğitim alacağınıza karar vermek gerekiyor.
Tüm bu eğitim yolculuğu kimilerine göre avantaj, kimilerine göre dezavantaj olabilir, biraz kişisel bakış açısı.. Yeni eğitim, yeni macera, yeni öğretiler bir kazanç gibi gözükebilecekken kimileri için ise vakit ve enerji kaybı olarak görülebilir. Bir kapalı devre sistemine geçecekseniz hangi tarafta olduğunuza karar verip, tatlı uzunlukta bir eğitim ve pratik yolculuğuna hazırlıklı olmak lazım.
Aman Dikkat Et Vurgun Yersin
Konu dalış olunca yoldan geçen kime sorsan söyleceği risk olan vurgun hastalığına yakalanma riskini kapalı devre sistemlerde açık devreye göre nasıl farklı olduğunu konuşalım biraz da. Baştan söyleyelim, vurgun açısından açık devreye göre daha güvenli bir sistemden bahsediyoruz burada. Hadi bakalım nasıl oluyor.
Tam kapalı elektronik dalış sistemleri, dalış boyunca oksijenin kısmi basıncını belli bir seviyede tutmaya çalışır. Hedef kısmi basınca da “setpoint” isimlendirmesi verilir. Pratikte 2 setpoint kullanılır; high setpoint ve low setpoint. Genelde de high setpoint olarak 1.3 atm ve low setpoint olarak 0.7 atm kullanılır. Bir dalış sırasında sığda low setpoint kullanılır ve sonrasında high setpoint’e geçilir. Sistem, high setpoint 1.3 atm’ye ayarlıyken dalgıcın soluduğu karışımdaki oksijenin kısmi basıncının hep 1.3 atm olmasına çalışır. Burada “kısmi basınç” değerinin sabit olması demek her derinlikte farklı karışım gaz solunduğu anlamına gelir. Farklı bir bakış açısıyla her derinlikte, oksijen zehirlenmesi riskini belirli bir seviyede tutarak alabileceğiniz maksimum oksijen oranını solursunuz. Böylece de soluyabileceğiniz en düşük inert gaz (helyum ve/veya azot) oranını solumuş olursunuz. Bu sayede dekompresyon hastalığı riskini en aza indirgemiş olursunuz.
Özetle, tam kapalı elektronik kapalı devre dalış sistemlerinde vurgun riski açık devre sistemlere göre daha azdır, NDL (No Deco Limit) süreleri daha uzundur.
Kuru ve Buz Hava
Açık devre dalışlarımızda çelik, alüminyum gibi ısıl iletkenliği yüksek malzemelerden yapılan tüplerimiz içinde bulunan gaz, deniz suyunun soğukluğunda ciğerlerimizi işler işler durur. Aynı zamanda, kompresörlerin filtresiyle nemi de süzülmüş bir halde tüplerimize basılır ve dalış boyunca kuru ve buz gibi gaz soluruz. Kapalı devre dalış sistemlerinde ise durum biraz değişir, soluduğumuz gaz her ne kadar yine çelik veya alüminyum tüplerden gelse de ve yine nemden arındırılmış olsalar da bu sefer doğrudan bu tüplerden değil, counterlung adı verilen soluma torbalarından gelir. Sisteme geri verdiğimiz nefes artık nemli haldedir ve vücut ısısıyla ısınmasından öte soda lime içinden geçerken oluşan ekzotermik reaksiyon sayesinde “sıcak” olarak sistemde kalmaktadır. Elbette deniz suyu soğutmaya devam etse de çelik veya alüminyum tüp gibi malzemelere göre daha ısısını daha iyi koruyabilmektedir.
Dalış boyunca daha sıcak ve nemli bir gaz soluma, dalış sırasında yorgunluğun da azalmasına neden olduğu iddia edilmektedir. Yorgunluk demişken, bir diğer iddia ise dalış boyunca yüksek oksijen solumanın da dalış yorgunluğunu azalttığı yönündedir. Ancak maalesef bu sadece kanıtlanamamış basit bir şehir efsanesinden ibaret yine de kapalı devre dalış sisteminin daha az yorgunluk verdiği oldukça net bir gerçek.
Kaçakla Mücadele!
Tam kapalı devre sistemlerde maalesef en üzücü durumlardan biri de bir şekilde gaz kaçağı olmasıdır. En ufak bir gaz sızıntısı bile küçücük tüplerde can sıkıcı hale gelebilir. Gaz kaçağı olmasa bile, denge yeleğini eğer diluent tüpünüzden besliyorsanız sürekli in çıklarda BC doldur boşalt ile bile tüpünüzü hızlıca tüketebilirsiniz. Maske eşitlemenin bile counterlung’lardaki gaz hacmini nasıl azaltıp yeni gaz ekleme ihtiyacı getirdiğini hissedeceksiniz.
Açık mı Kapalı mı Son Olarak?
Kapalı devre dalış sistemleri ile açık devrenin birbirine olan avantajlarını konuşurken biraz taraflı davranmış olabilirim de yine de gaz tasarrufu, uzun dalış süreleri, daha düşük yorgunluk gibi avantajları düşününce dalış keyfinin farklı bir seviyeye geçtiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Elbette açık devre yıllardır alışkın olduğumuz ve çok daha düşük kompleksitesiyle öne çıkarken kapalı devre ise dalışta size yeni ufuklar açma potansiyelindedir.
Her şeye rağmen aman dikkat, kapalı devrenin de şakası yok, doğru eğitim ve disiplin hayat kurtarır. Kapalı devre sistemlere geçen tecrübeli dalgıçların bir süre sonra fazla özgüvenle birlikte sınırlarını aşması da kazalara ayrıca davetiye çıkaran etmenlerden biri olduğunu düşünürsek bol bol pratik yapmadan da derinlik sınırlarının zorlanmaması gerektiğini unutmamalı. Bu konuları ilerleyen kısımlarda daha detaylı tartışacağız.

Comments