XCEL TDC ıslak elbiseler dalışı bırakıp gitse de yeni aldığım 5mm TDC dalış elbisesiyle ilk deneyimimden bahsetmek istiyorum.
Öncelikle şundan bahsedeyim, benim son 10 yıldır dalış elbisesi tercihim 3mm ıslak elbise ile kuru elbise arasında değişiyordu. Su sıcaklığı 18 derecenin üstündeyse 3mm ıslak elbise giyerdim, altındaysa da hiç uğraşamam diyerek kuru elbiseye geçiş yapardım. Nitekim, suyun 18 derecenin altında olduğu mevsimlerde çoğunlukla hava sıcaklıkları da düşük olur ve rüzgarlı olur. Bu tabi bir genelleme. Kuru elbise böyle havalarda oldukça mantıklı bir tercih oluyor, su nispeten evet çok soğuk olmasa dahi (18-15 derece arası) dalıştan çıkınca hava soğuk ve rüzgarlı olacağı için ne gerek var acı çekmeye... Aynı zamanda 3mm elbise de ince neopren olduğu için giyip çıkarması da oldukça rahat oluyor.
Gel gelelim ki içime bir his geldi diyelim, kuru elbiseyi bu kadar yoğun kullanmak doğru gelmemeye başladı. Sanırım sebebi de ekonomik ve ürüne ulaşma zorluğu. Sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de pandamı sonrası üretim ve tedarik zincirlerinden yaşanan sıkıntılar anlaşılan dalış sektörünü de vurdu ve eskisi kadar dalış malzemelerine rahat erişemiyoruz. Üstüne Türkiye'de tekstil ürünlerine uygulanan sıkı ithalat denetimi, dalış elbisesi sektörünü ayrıca etkiliyor diye biliyoruz. Kısacası artık kuru elbiseyi eskisi kadar sık kullanmamam ve eskitmemem gerektiğini düşünmeye başladım. Diğer yandan da kuru elbisenin hakikaten "tantanası" çok fazla. Daha fazla ağırlık almak, büyük palet kullanmak (benim kuru elbisemin ayaklarından ötürü), su aldım almadım derdi vs dedim ıslak elbiseyle soğuk su dalışına geri dönelim.
Soğuk sularda kullanmak üzere kalın bir ıslak elbise veya yarı kuru elbise olarak adlandırılan modellere bakmaya başladım. İnternet üzerinde kısa bir araştırma sonrasında dalış malzemesi satan mağazaları dolaşmaya başladım. Deepstore'a uğradığımda XCEL'in 5mm kalınlığında bir elbisesini denedim. Tabi çıkış noktama uymayan bir tercihti, en az 6,5 mm kalınlığında bir elbise olsun ki rahat rahat soğuk sularda kullanayım istiyordum. Gel görelim ki insan beyni çok farklı çalışıyor, bazen sevdin mi seversin. Sanırım en çok tipi hoşuma gitti, sonra da çok rahat giyilip çıkarılabilmesi.
XCEL dalış elbiseleri hakkında az da olsa biraz bilgi sahibiydim, dalış teknelerinde bir iki kişi görmüştüm kullanan. Tabi bu yeterli değildi ve araştırmaya başladım neydi bu XCEL o kadar Cressi, Beuchat, Mares, Scubapro vb bildiğimiz dalış markaları varken...
XCEL, temelde bir sörf elbisesi markası ve dalış elbiseleri de üretmeye başlamış. Yine de global dalış malzemesi satan web sitelere bakıyorum, blog'lara forumlara bakıyorum XCEL ne satan yer var ne de hakkında detaylı bir bilgi var. Genellikle bilgiler daha çok sörf elbiseleri üzerine. Üstelik TDC adını verdikleri, 12 çeşit mineralin mikron seviyede toz haline getirilip elbisenin iç astarında kullanıldığı ve ısıl yalıtımı arttırdığını iddia ettikleri teknolojiye dair hiç bir bilgi bulamdım. Olanlar da yine sörf elbiseleri üzerine ve hiç birinde teknik bir açıklama yok. Daha çok bu yöntem sanayide çeşitli ısıl yalıtım amaçları ile kullanılıyor, dalış elbisesinde de etkili olması bekleniyor şeklindeydi. Firmanın personellerinin de açıklamaları özet olarak bu şekilde. Net bir dalışta şu kadar ısıl yalıtım sağlar, dalış süresini diğer elbiselere göre şu kadar uzatır gibi bir bilgi yok. Hemen akabinde öğrendiğim bilgiyi de söyleyeyim; XCEL dalış elbisesi üretiminden vazgeçiyor. Bunu öğrenince her şey daha da netleşti. Anlaşılan o ki, XCEL dalış sektörüne bir bakış atıp vazgeçmiş. Bu kadar olumsuz göstergeye rağmen dedim aklımda kalacağına dolabımda kalsın, aslında sadece sevdiğim için gidip elbiseyi aldım ve ne çıkış noktama uyan ne de teknik olarak kesin bilgiler bulamadığım bir elbiseyi almış oldum. Karar mekanizmasının tipik örneği, önce karar verip sonra bahaneler üretecektim nasılsa...
Elbiseyi alır almaz, Mart ayının ilk haftalarında, dalışa gidip elbiseyi denemek istedim. İstanbul'a olan yakınlığından ötürü Saros'a arkadaşlarla günübirlik bir plan yaptık ve vurduk yola. Hava sıcaklığı 11 derecelerde, rüzgar hızı da 21-23 km/h civarlarında. Başka deyişle tatlı sert bir hava vardı. Saros'u da bilen bilir, bu mevsimde oldukça soğuk bir suyun bizi beklediğini tahmin ediyorduk, öyle ki o da 14 derece civarında çıktı. Biraz endişeyle yine de XCEL TDC 5mm ıslak elbisemi almaya karar verdim. İçime de Lavacore bir içlik ile rahat edip edemeyeceğimi merak ettim.
Dalış noktasına ilk vardığımızda sağanak şeklinde esen rüzgarlar vardı, geldik buraya kadar diyip hızlıca giyindik. Deepstore mağazasındaki deneyimimle benzer şekilde çok rahat giyebildim elbiseyi. Bu konudaki ilk izlenimim oldukça pozitif yönde, çok esnek ve rahat giyilebilen bir elbise. Sırtındaki fermuarına da kendi başınıza ulaşmak ve kapatmak çok kolay. Diğer arkadaşlardan ikisi kuru elbiseyle girdikleri için biz ıslak elbiseli iki kişi onların suya girip hazırlanmalarını bekledik. Bir yandan da yanıma sualtı kameramı aldım. Çok üşürsem çekim derdine düşüp unuturum belki diye umut ediyorum. Arkadaşlar hazır olduklarında suya girdim (kıyıdan), ve uzun bir süre adeta vücuduma su hiç değmedi. İçime sızan bir su hissiyatı da olmadan yavaş yavaş tabi ki elbise ile vücudum arasına su girdi ancak oldukça az miktarda olduğunu söyleyebilirim.
Dalışın başlarında beklediğimden oldukça rahat bir his verdi. Sualtındaki hareket kabiliyetini oldukça sevdim. Tüpümün vanasına erişirken herhangi bir şekilde rahatsız etmedi, sualtında video çekerken de rahat rahat kadrajımı alacak şekilde kayaların altına yanına konuşlanabildim. Dalış bilgisayarımdan kontrol ettiğimde su sıcaklığı 14 dereceydi. Dalışın başlarında ısıl anlamda rahat olmam tabi çok fazla anlam ifade etmiyordu. Hem derinde hem de uzun süreli etkisini görmek gerekiyordu. Nitekim, 28 metreye doğru gerçekleştirdiğimiz 57 dakika süren dalışın sonunda dahi henüz üşüdüm diyebileceğim durumda değildim. İddialı olacak ama belki de çok iyi bir içlik giyilmeden yapılan kuru elbise dalışına göre ısıl konforum yarışırdı. Kısacası TDC özelliğinin alametinden midir yoksa esnek olmasından ötürü vücudu çok iyi sarmasından mıdır bilmiyorum ama ısıl yalıtım kabiliyeti de benden tam not aldı. Dışarı çıktıktan sonra da hızlıca elbiseyi çıkarabilmek yine fayda sağladı elbette, rüzgar yemeden kuru kıyafetlerimin içine girmiş oldum.
Kısacası ben elbiseyi oldukça beğendim, gerek kozmetik açıdan, gerek esneklik ve ısıl yalıtım açılarından XCEL'in 5mm TDC elbisesi beni oldukça mutlu etti. Neyini sevmedim dersek, diz bölümündeki koruyucu pedleri plastik malzeme yerine kalın ek neopren kumaş olarak tercih edilmiş. Hem kozmetik açıdan beni burası biraz rahatsız ediyor, hem de dayanıklılık açısından uzun süreli kullanımda kafamda soru işaretleri bırakıyor. Benzer şekilde esneklik kabiliyetini uzun süreli kullanımda ne kadar koruyacağını da göreceğiz. Benim bir elbiseden beklentim en az 7 seneyi çıkarabilmesi. Zamanla düşüncelerimi yine buraya eklemeye çalışacağım. Dalış malzemesi seçiminde her zaman objektif yönlendirmeleriyle Deepstore ailesine ve Derin Sevinçli'ye tekrar teşekkürler.
Tek kötü haber başta da söylediğim gibi, artık XCEL'in tüplü dalış elbiselerini piyasada göremeyeceğiz...
Comments